Dil, bazen bize gözden kaçırdığımız hakikatleri fısıldar. Arapçada “huzur” ile “hazır” kelimelerinin aynı kökten gelmesi de o fısıltılardan biridir. İlk bakışta biri dinginliği, diğeri tetikte olmayı çağrıştırır gibi görünse de, aslında ikisi de insanın içsel dünyasına açılan iki kapıdır. Ve bu iki kapı, düşündüğümüzden çok daha yakındır birbirine.

Huzur, çoğu zaman dış şartların ödülü gibi algılanır. Gürültü biterse, işler yoluna girerse, insanlar bizi anlarsa, hayat biraz durulursa… Sanki huzur hep bir sonrasının, bir “olursa ne güzel olur”un arkasına gizlenmiş bekler. Oysa kelimenin kökü tam tersini söyler: Huzur, hazır olduğumuz yerde ortaya çıkar. İçimizin hizaya geldiği anda, şimdiye temas edebildiğimizde…

Hazır olmak ise çoğu kişinin sandığı gibi savaş hazırlığı değildir. Hazır olmak; anı karşılamaya gönüllü olmaktır. Yarın kaygısından, dünün ağırlığından sıyrılıp bugüne yerleşme cesaretidir. Zihnin “az sonra”sından, kalbin “keşke”sinden sıyrılıp “şimdi”de bulunabilme hâlidir. Huzur da tam burada filizlenir.

Belki de insanın en büyük yanılgısı, huzuru dışarıda; hazırlığı içeride aramasıdır. Oysa ilişkilerimizde, işimizde, yolculuğumuzda, evimizde bile huzur aynı cümleyi tekrar eder:
“Olduğun yere gel, hazır ol ki beni bulabilesin.”

Hazır olmayan bir zihin huzuru taşıyamaz. Dağınık bir kalpte sükûnet barınamaz. Bu yüzden hazır olmak, bir toparlanma çağrısıdır:
– Neyi tutuyorsan bırak.
– Neyi bekliyorsan erteleme.
– Ne olmak istiyorsan ona yaklaş.

Hazır olduğumuzda, huzur bize gelmez; zaten biz onun içinde olduğumuzu fark ederiz.

Günümüzün telaşında bu iki kavramın aynı köke bağlı olması, adeta kadim bir hatırlatma gibidir. Huzur, bir hedef değil; bir fark ediştir. Hazır olmak bir koşu değil; bir duruştur. Ve insan, durduğunda değil; durabildiğinde olgunlaşır.

Belki de sade bir cümleyle özetlenebilir bütün bu yolculuk:
Huzur, kendine gelene gelir. Kendine gelmekse hazır olmayı gerektirir.

Bugünün koşuşturması içinde bir an durup kendimize soralım:
“Ben bugün nereye yetişmeye çalışıyorum? Ve aslında neye hazır olmak istiyorum?”

Belki cevabı bulduğumuzda huzur da sessizce yanımıza oturacaktır.