Gazze’de Ateşkes ve Direnişin Zaferi

Yakın tarih, insanlık vicdanının ağır bir sınavdan geçtiği günlere tanıklık etti. Gazze’de yaşananlar, yalnızca bir coğrafyanın değil, insanlığın ortak yarası haline geldi. İsrail’in masum sivillere yönelik acımasız saldırıları, binlerce insanın yaşamını yitirmesine ve tarihin kanlı sayfalarına yeni trajedilerin eklenmesine neden oldu Siyonist İsrail ve onun destekçileri çember içine aldıkları insanları çoluk çocuk, yaşlı , kadın,  genç demeden;  okul , hastane demeden katlettiler.

Soykırım niteliğindeki bu saldırılar, yalnızca Gazzelilerin değil, tüm dünyanın vicdanını kanattı.

Ne yazık ki bu süreçte, uluslararası toplumun büyük bir bölümü, adeta kör, sağır ve dilsiz bir şekilde olan biteni izlemekle yetindi. Büyük güçlerin çıkar hesapları, adaletin ve insan hayatının önüne geçti. Gazze, dışardan hiçbir somut destek almaksızın kendi kaderiyle baş başa bırakıldı. Ancak tüm bu yalnızlığa rağmen Gazze halkı, tarih boyunca eşine az rastlanır bir direniş örneği sergiledi.

Sosyal Medya ve Sokaklardan Yükselen Çığlık

Gazze’de yaşanan insanlık trajedisine karşı, vicdanı olan insanlar sessiz kalmadı. Sosyal medyada milyonlarca kişi Gazzelilerin sesi olmaya çalıştı. Meydanlarda protestolar düzenlendi, kalemler Gazze için yazdı, duvarlar Gazze için konuştu. Ancak bu çığlıklar, uluslararası arenada etkili bir politika dönüşümüne dönüşemedi. Ne Birleşmiş Milletler ne de güçlü devletler, bu katliamı durdurmak için gerekli cesareti ve iradeyi gösterebildi.

Ateşkes ve Direnişin Zaferi

Tüm bu karanlık tabloya rağmen, Gazze halkının kararlılığı ve direnişi, tarih sahnesinde unutulmayacak bir zafer olarak yerini aldı. İsrail, askeri gücüne rağmen Gazzelilerin iradesini kıramadı. Ateşkes, yalnızca bir nefes alma anı değil, aynı zamanda bu direnişin bir zafer nişanesi olarak tarihe geçti. Bu zafer, sadece bir halkın değil, insanlık onurunun zaferidir.

Adalet Nerede?

Ancak ateşkes, kalıcı bir çözüm değil. Bu noktada en büyük sorumluluk, uluslararası topluma düşüyor. Adalet ve insan hakları, güçlülerin değil, herkesin hakkıdır. İsrail’in yaptığı bu katliamlar cezasız kaldığı sürece, dünya daha büyük trajedilere gebe olacaktır. Adaletin tesis edilmesi ve Gazze halkının haklarının korunması için daha güçlü bir irade ortaya koyulmalıdır.

Bu köşe yazısı, Gazze’nin direnişine bir selam, adalete bir çağrı ve insanlığın vicdanına bir nottur. Unutmayalım: Mazlumun duası, tarihin en güçlü silahıdır. Gazzelilerin mücadelesi, sadece bir toprak parçasının değil, insanlık onurunun siyonizme karşı savunusudur.