Eski mezuniyet törenleri mi?

Ha, hatırlıyorum.

Salonun köşesinde bir ses sistemi bozulur, çocuklar sırayla sahneye çağrılır; müdür sıkıcı bir konuşma yapar, diploman verilir ve olur biterdi.

Maksat, bir anı kalsın, bir çerçeveye konulacak fotoğraf olsun.

Ama biz milletçe şöyle düşündük: “Bu ne ya, çok sade! Biz bunu biraz şenlikli hale getirelim!”

Ve işte o gün bugündür, mezuniyet dediğin düğünle yarışır hatta Oscar töreniyle kapışır hale geldi.

Anaokulu mezuniyetlerimizden başlayalım.

Beş yaşındaki miniklerin sırtına cübbe geçiriyoruz, saçlarına fön çektiriyoruz, sonra da otelin balo salonuna doğru yola çıkıyoruz. Çocuk sanki Harvard mezunu.

Oğlanın cebinde oyuncak araba, kızın elinde Frozen çantası, ama üstlerinde küçük damat ve gelin kıyafeti!

Nerede kaldı papatya taçları, mavi kepler? Şimdi iş modaya döndü.

Çocukların elbiseleri annelerin abiyeleriyle yarışıyor.

Yetmedi, baba da smokin çekmiş.

Yahu kim mezun oluyor burada?

Çocuk mu, aile mi?

İlkokul mezuniyetlerinde masraflar da artıyor. Dört yıllık birliktelik sona eriyor sonuçta.

Ailecek otel kapatılıyor, menüde yok yok: Somonlar, kanepeler, garsonlar…

Çocuklar sahneye çıkıp iki şarkı söyleyince, sanki Eurovision finali yaşanıyor.

Ve ailelerde hep aynı düşünce,

“Arkadaşlarına mahcup olmasın.”

E be güzel insan, çocuk zaten 8 yaşında. Mahcubiyeti en fazla top oynarken düşmekten olur.

Ortaokul mezuniyetleri daha da gösterişli.

Burada işler iyice ciddiye biniyor. Ergen kardeşimiz aşırı tripli. 13-14 yaşında sonuçta. Olacaksa en gösterişlisi olsun. Örnek aldığı fenomenin kadehli instegram fotoğrafını taklit edecek.Sosyal medyaya malzeme  lazım.

Artık salona kırmızı halı seriliyor.

Fotoğrafçı, DJ, dans gösterisi, hatta drone çekimi!

Drone, yahu!

Liseye geçen çocukların üstünden havadan görüntü alıyoruz; az sonra araya belgesel anlatıcısı girse şaşırmam yani.

“Ve işte karşınızda nadir görülen Türk ortaokul mezunu… Yüzlerindeki sevinç, harcanan paranın büyüklüğüyle doğru orantılıdır.”

Lise mezuniyetlerine de değineyim. Üniversite için konuşmaya gerek yok. Temsili bir tören. Üniversitede sonrası barda sabahlama.

Lise mezuniyetinde de zaten şov patlıyor. Gençler abiye kuyruklarını toplaya toplaya sahneye çıkıyor; erkekler saç jölelerini kutu kutu bitirmiş, kimse diploma almaya gelmemiş aslında.

Herkes Instagram için orada. Tiktok için orada sanki.

Kıyafetin cep yakanı, organizasyonu  ev kredisi gibi maliyeti, aileyi düşündürmüyor bile: “Aman oğlum/ kızım rezil olmasın!”

Birileri eğleniyor mu, emin değilim.

Ama kesin olan bir şey var: Telefonlar şarj aletiyle takviye edilmiş, story atılmadan gece bitmiyor. Snapchat önemli tabi.

Diploma mı?

O, çantada bir köşede.

Asıl mezuniyet, sosyal medyada beğeni almakta.

Çocuğun kaç aldığı, hangi okula gideceği, ne hayali olduğu ikinci planda. Gideceği lisenin ya da üniversitenin kavgası perde arkasında. Ön planda ise GÖSTERİŞ!

Esas mesele, gece ne giydiği ve fotoğraflarda nasıl göründüğü.

Harika bir önerimle bitireyim yazıyı: Çocukları hiç yormayalım.

Aileler sahneye çıksın.

Podyum yürüyüşü yapsın, birbirlerine hava atsın.

“Biz bu mezuniyete şu kadar para harcadık!” diye tabelalar taşısınlar.

Organizasyon sonunda da velilere sertifika verelim:

“Tebrikler! Çocuğunuzu hayata değil, şova hazırladınız! Yeni fenomen adayımız hayırlı olsun. “