Ahu Gönüllü
Köşe Yazarı
Ahu Gönüllü
 

YİYİP YİYİP KİLO ALMAMAK MÜMKÜN MÜ? DİYENLER İÇİN EN BASİT DİLLE 'MİTOKONDRİ'

Mitokondriler hücrelerimizin enerji üretim merkezleri. Her hücre enerjisini mitokondrilerinden sağlıyor. Bir hücre ne kadar çok enerji tüketiyorsa o kadar çok mitokondriye yani enerji santraline sahip oluyor. Fazla enerjiye ihtiyaç duymayan, genelde de yan gelip yatan tembel hücrelerde ise mitokondrilerin sayısı çok az. Mesela yağ hücreleri neredeyse bir-iki mitokondri ile yetinebiliyor. Bu yüzden “daha az yemek ve daha çok hareket etmek” lazım Mitokondri ne iş yapar?  Kural şudur: Ne kadar çok ve sağlıklı mitokondriniz varsa, o oranda enerji üretirsiniz. Yani ne kadar çok mitokondriniz varsa, yediğiniz besinler depolanmayıp, enerjiye dönüştürülecektir.  Peki herkeste aynı miktarda mitokondri var mıdır? Yoktur. Çünkü kas hücrelerindeki mitokondri sayısı yağ hücrelerinden fazladır. Son yıllarda yaygınlaşan sağlık sorunlarımızın çoğunun nedeni mitokondrilerimizin tembelleşmeleri, iş yapamaz hale gelmeleridir.  Özellikle aşırı miktarda gıda tüketimi mitokondrinin iş yükünü artıran bir durumdur.  Hele bir de bu gıdalar “çöp besinler” ise sistemi süratle tıkar, mitokondrinin fonksiyonlarını bozar.  Tembelleşen mitokondriler neden kilo aldırıyor? Eğer beslenme modelinizde çöp karbonhidratlar, yani şeker, un/nişasta yüklü besinler fazlaysa, ağır metaller, kimyasal toksinler, renk, tat vericiler çoksa mitokondrileriniz kısa bir süre sonra bozulacaktır. Bu “oksidatif/paslandırıcı stres” altında becerisi azalan, gücü kuvveti kalmayan mitokondriler sadece toksinleri temizlemekte zorlanmakla kalmayacak, yağları yakmada da problem yaşamaya başlayacaktır. Yakılamayan yağlar ise trigliserid olarak dolaşıma verilecek, karaciğerde, göbekte,.. birikecektir. Diğer taraftan mitokondrinin kendi zarında trigliserid yoğunlaşması da mitokondriyi daha da tembelleştirecektir.  Bu bir anlamda insüline duyarsızlığın, yani insülin direncinin gelişmesi demektir. Gelsin kilolar, biriksin yağlar! Şunu da unutmayın: Mitokondrilerin azalması ve tembelleşmesi yorgunluğa da yol açar. Kronik yorgunların, tembel yorgunların çoğunda sorun mitokondri tembelliği ve fakirliğidir. Mitokondri fonksiyonları bozulunca ne oluyor? 1- Yağlar yakılamıyor, birikiyor. 2- Glikozun hücreye kabulü için çalışan sistemler alt üst oluyor. Neticede glikoz o hücreye giremiyor, insüline direnç gelişiyor. İnsülin direnci nedeniyle iskelet ve kalp kası ile karaciğere “enerji kaynağı glikoz” giremeyince hücre enerjisiz ve çaresiz kalıyor. 3- Çaresiz kalan, yağları ve glikozu yakamadığı için enerji üretme yetisi kaybolan hücre de başka bir “enerji kaynağı” arayışına giriyor, kaslarındaki proteini devreye sokuyor! Kaslarını yakarak -yani kendini yakarak!- enerji temini yoluna gidiyor. Ürettiği bu yeni glikozu da yeniden yağ olarak depolamayı tercih ediyor.  Kısacası “kas yapıp yağ yakma” hikâyesi tersine dönüyor, “kas yakıp yağ yapma” dönemi devreye giriyor. Sonrası mı? Bedenimiz bir “yağ depolama aracına dönüşüyor.  4- Her “fazla” adım iskelet kaslarımızın, kalp kaslarımızın daha fazla mitokondri üretmesi, daha çok enerji üreten yani daha çok enerji tüketen mitokondrilerinin sayısının artması demek! 5- Peki, bu mitokondriyal fonksiyon bozukluğu bu kadar mühim ise, bu kadar etkili bir “sağlıksızlık” sebebi ve “kilo sabotajcısı” ise bundan nasıl kurtulacağız? Bu soruların cevabı birden fazla. Ama en çok sakınmanız gerekenler mitokondrilerimizi en çok zehirleyenler, yani “toksinler”dir. Çünkü toksinlerin hücrelerdeki direkt ve temel hedefi mitokondrilerdir.  6- Anlaşılması gereken şudur: Birçok sağlık sorunumuz gibi kilo problemimizin de en azından tetikleyicilerinden biri ama çoğu zaman da esas nedeni yorgun, bitkin düşmüş, işini gücünü yapamaz hale gelmiş mitokondrilerdir. Mitokondri tembelliği, yaşadığımız birçok sağlık problemi gibi kilo probleminin de mühim nedenlerinden biridir.  En güçlü mitokondri toksinleri hangileri? ◊ Basit şekerler: Glikoz ve saz arkadaşları ◊ Nişasta bazlı früktoz ◊ Alkol ◊ Ağır metaller (cıva, arsenik, kadmiyum, kurşun) ◊ İlaçlar: Statinler (kolesterol ilaçları), parasetamol, kirolon grubu antibiyotikler ◊ Asit yükünün artması  (Dr. Mustafa Atasay’ın Fonksiyonel Tıp kitabından yararlanılarak özetlenmiştir.)
Ekleme Tarihi: 09 Ocak 2022 - Pazar
Ahu Gönüllü

YİYİP YİYİP KİLO ALMAMAK MÜMKÜN MÜ? DİYENLER İÇİN EN BASİT DİLLE 'MİTOKONDRİ'

Mitokondriler hücrelerimizin enerji üretim merkezleri. Her hücre enerjisini mitokondrilerinden sağlıyor. Bir hücre ne kadar çok enerji tüketiyorsa o kadar çok mitokondriye yani enerji santraline sahip oluyor. Fazla enerjiye ihtiyaç duymayan, genelde de yan gelip yatan tembel hücrelerde ise mitokondrilerin sayısı çok az. Mesela yağ hücreleri neredeyse bir-iki mitokondri ile yetinebiliyor. Bu yüzden “daha az yemek ve daha çok hareket etmek” lazım
Mitokondri ne iş yapar? 
Kural şudur: Ne kadar çok ve sağlıklı mitokondriniz varsa, o oranda enerji üretirsiniz. Yani ne kadar çok mitokondriniz varsa, yediğiniz besinler depolanmayıp, enerjiye dönüştürülecektir. 
Peki herkeste aynı miktarda mitokondri var mıdır? Yoktur. Çünkü kas hücrelerindeki mitokondri sayısı yağ hücrelerinden fazladır.
Son yıllarda yaygınlaşan sağlık sorunlarımızın çoğunun nedeni mitokondrilerimizin tembelleşmeleri, iş yapamaz hale gelmeleridir. 
Özellikle aşırı miktarda gıda tüketimi mitokondrinin iş yükünü artıran bir durumdur. 
Hele bir de bu gıdalar “çöp besinler” ise sistemi süratle tıkar, mitokondrinin fonksiyonlarını bozar. 
Tembelleşen mitokondriler neden kilo aldırıyor?
Eğer beslenme modelinizde çöp karbonhidratlar, yani şeker, un/nişasta yüklü besinler fazlaysa, ağır metaller, kimyasal toksinler, renk, tat vericiler çoksa mitokondrileriniz kısa bir süre sonra bozulacaktır.
Bu “oksidatif/paslandırıcı stres” altında becerisi azalan, gücü kuvveti kalmayan mitokondriler sadece toksinleri temizlemekte zorlanmakla kalmayacak, yağları yakmada da problem yaşamaya başlayacaktır.
Yakılamayan yağlar ise trigliserid olarak dolaşıma verilecek, karaciğerde, göbekte,.. birikecektir.
Diğer taraftan mitokondrinin kendi zarında trigliserid yoğunlaşması da mitokondriyi daha da tembelleştirecektir. 
Bu bir anlamda insüline duyarsızlığın, yani insülin direncinin gelişmesi demektir.
Gelsin kilolar, biriksin yağlar!
Şunu da unutmayın: Mitokondrilerin azalması ve tembelleşmesi yorgunluğa da yol açar. Kronik yorgunların, tembel yorgunların çoğunda sorun mitokondri tembelliği ve fakirliğidir.
Mitokondri fonksiyonları bozulunca ne oluyor?
1- Yağlar yakılamıyor, birikiyor.
2- Glikozun hücreye kabulü için çalışan sistemler alt üst oluyor. Neticede glikoz o hücreye giremiyor, insüline direnç gelişiyor. İnsülin direnci nedeniyle iskelet ve kalp kası ile karaciğere “enerji kaynağı glikoz” giremeyince hücre enerjisiz ve çaresiz kalıyor.
3- Çaresiz kalan, yağları ve glikozu yakamadığı için enerji üretme yetisi kaybolan hücre de başka bir “enerji kaynağı” arayışına giriyor, kaslarındaki proteini devreye sokuyor! Kaslarını yakarak -yani kendini yakarak!- enerji temini yoluna gidiyor. Ürettiği bu yeni glikozu da yeniden yağ olarak depolamayı tercih ediyor. 
Kısacası “kas yapıp yağ yakma” hikâyesi tersine dönüyor, “kas yakıp yağ yapma” dönemi devreye giriyor. Sonrası mı? Bedenimiz bir “yağ depolama aracına dönüşüyor. 
4- Her “fazla” adım iskelet kaslarımızın, kalp kaslarımızın daha fazla mitokondri üretmesi, daha çok enerji üreten yani daha çok enerji tüketen mitokondrilerinin sayısının artması demek!
5- Peki, bu mitokondriyal fonksiyon bozukluğu bu kadar mühim ise, bu kadar etkili bir “sağlıksızlık” sebebi ve “kilo sabotajcısı” ise bundan nasıl kurtulacağız? Bu soruların cevabı birden fazla. Ama en çok sakınmanız gerekenler mitokondrilerimizi en çok zehirleyenler, yani “toksinler”dir. Çünkü toksinlerin hücrelerdeki direkt ve temel hedefi mitokondrilerdir. 
6- Anlaşılması gereken şudur: Birçok sağlık sorunumuz gibi kilo problemimizin de en azından tetikleyicilerinden biri ama çoğu zaman da esas nedeni yorgun, bitkin düşmüş, işini gücünü yapamaz hale gelmiş mitokondrilerdir. Mitokondri tembelliği, yaşadığımız birçok sağlık problemi gibi kilo probleminin de mühim nedenlerinden biridir. 
En güçlü mitokondri toksinleri hangileri?
◊ Basit şekerler: Glikoz ve saz arkadaşları
◊ Nişasta bazlı früktoz
◊ Alkol
◊ Ağır metaller (cıva, arsenik, kadmiyum, kurşun)
◊ İlaçlar: Statinler (kolesterol ilaçları), parasetamol, kirolon grubu antibiyotikler
◊ Asit yükünün artması 
(Dr. Mustafa Atasay’ın Fonksiyonel Tıp kitabından yararlanılarak özetlenmiştir.)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersintime.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.