PROF. DR. İLHAN EGE
Köşe Yazarı
PROF. DR. İLHAN EGE
 

EKREM İMAMOĞLU, ERZURUM VE MERSİN

Mersin’de yaz iken Erzurum’da kış idi. Uçak yolcularını indirdikten sonra geri dönecek idi ve hatta hosteslere bu ne soğuk, olmadı sizinle geri döneyim diye de şaka yapmıştım. Ama serin bir hava olmasına rağmen çok güzel sağlam ve sağlıklı bir hava vardı. Ne yazık ki Erzurum, Ekrem İmamoğlu mitinginde taş atma olayı ile ülke gündemine girdi. Bu olayı ve herhangi bir şiddet olayını tasvip etmek mümkün değildir. Keşke bu olaylar gerçekleşmeseydi. Bu olayı şiddetle kınıyoruz, yapanları ve arkasındakileri emniyet teşkilatımız en kısa sürede tespit edip, yargıya teslim edeceğine de eminiz. Türk yargısı da gereken cezaları verecektir. Zaten gözaltılar başlamış olup emniyet ve yargı teşkilatı görevini yapmaktadır. İlköğretimde okur iken teneffüste okulun duvarında yüzlerce öğrenci sıralanmış, duvara yaslanmış ve duvarın üstünden kafalarını çıkarmıştı. Ben de ne oluyor diye gittim duvara yaslanıp duvarın üstünden bakmaya başladım. Karşıda duvardan biraz uzak olan iki çocuk bağırıyor, küfrediyor ve duvardaki öğrenciler de karşılık veriyor, küfrediyordu. Ben de ne olduğunu anlamaya çalışır iken karşıdaki iki çocuğun yerden taş alıp, bu tarafa atması ile kafamda bir ağrı ve sıcaklık hissettim. O kadar öğrencinin arasında atılan taş beni bulmuş ve kafama isabet etmişti. Taş ile ilk karşılaşmam bu şekilde olmuştu. Sonra kafam sargılı gezdiğimi hala hatırlıyorum. Gençlik ve hızlı zamanlarımızda seçimlerde konvoylar oluyor ve mahalle çalışmaları oluyordu. Biz de işte vatan ve millet için bir karşılık beklemeden zaman buldukça her yere koşuyoruz. Bir gün konvoy bitti, konvoydan çıktık, otomobilin üstünde parti afişleri vs yapışık ve caddeden ilerliyoruz. Cadde de karşı şeritte başka bir partinin konvoyu geliyor. Tam yanımızdan ters yönden geçer iken bir kamyonetin arkasından bizim araca taş yağmaya başladı. Canımızı zor kurtardık. Başka bir seçim döneminde bir mahalleye akşam kahve toplantısına gitmiştik. Zaten akşam karanlığında araçları park ettik. Araçlara duvarın arkasından taş yağıyor. Polis de var ama karanlıkta kim atıyor göremiyor ve çok fazla da sayıları yok idi. Toplantı iptal edilip o mahalleden ayrılmıştık.   Daha sonra taş ile üniversite de okur iken tekrar karşılaştım. Çukurova Üniversitesi’nde okur iken Tarsus’tan Adana’ya tren ile giderdim. O zaman otobüsler ve trenlerde sigara içilirdi. Sadece trenin ilk vagonunda sigara içilmezdi ve orada bilet kontrol görevlileri de otururdu. Ben de bu ilk vagona sigara içilmediği için binerdim. O zaman aylık paso çıkarılırdı ve sürekli trene binilirdi. Her gün benim gibi tren ile giden çalışanlar da vardı. Trende benden büyük çalışan birçok arkadaşım da oluyordu. Fakat trende de en büyük tehlike başta Tarsus’ta olmak üzere bazı yerlerde trenin taşlanması idi. Hatta bir kez taş benim tam önümdeki cama gelmiş ve cam kırılmıştı. Bu nedenle cam önünde otururken bazı yerlerden geçer iken korkuyorduk.  Hatta bazen çocuk taşı yerden alıp atar iken ailesi bile yanında oluyordu ve seslenmiyordu. Bir de PKK ile ilgili bazı günlerde bazı mahallelerde taş atılır ve bazen seferler iptal bile olurdu. Benim yaşadıklarımdan sonra acaba bu taş olayları bitti mi, ona bir bakalım. 18 Şubat 2009 tarihinde saat 21.00’da tren Tarsus garından hareket ediyor. Tren kısa süre sonra Fahrettin Paşa mahallesinden geçer iken Bebek Katili Abdullah Öcalan’ın yakalanışının 10. yıldönümü nedeniyle korsan gösteri yapan bir grup treni taşlayınca, başına taş isabet eden bir yolcu yaralanıyor ve Adana Numune Hastanesi’ne kaldırılıyor. Adana-Tarsus-Mersin trenlerinde 2006 yılında 510 cam kırılması, 8 yaralanma, 2007 yılında 241 cam kırılma ve 13 yaralanma gerçekleşiyor. Hatta Devlet Demiryolları Adana 6. Bölge 2004-2008 yılları arasında “Trene taş atma, el salla” projesi yürütmüştür.  Kobani olayları 7-12 Ekim 2014 tarihlerinde olmuştu. 8 Ekim 2014 tarihinde Tarsus’ta 300 kişilik protestocu grup sloganlar eşliğinde polisi taş yağmuruna tutuyorlar, iki polis, İlçe Emniyet Müdürü Haydar Çelik sol bileğinden yaralanıyor. Ayrıca Adana-Mersin trenlerinin taşlanması nedeni ile tren seferleri karşılıklı durduruluyor. O dönem Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Başbakan ise Ahmet Davutoğlu idi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olaylar ile ilgili Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu hükümetini “Bu hükümete ‘Dış politikanı düzelt. Eğer düzeltmezsen Ortadoğu bataklığına sürüklersin’ dedik. Şimdi bir bataktalar ve bataktan çıkmaya çalışıyorlar. AKP ülkeyi kan gölüne çevirmek üzere. Ülkeyi yönetemiyorlar.” diyerek eleştirmiştir. 26 Şubat 2020’de 24 binlik bir yük treni Mersin’den aldığı yük ile Adana’ya seyir eder iken Tarsus hal hemzemin geçidinde taş yağmuruna tutuluyor. Trenin makinisti yaralanıyor. Yaralı olarak treni Tarsus garına getiren makinist, burada sağlık ekiplerince alınıp Tarsus Devlet Hastanesine kaldırılıyor. Sadece siyasi olaylar ve protestolarda taş atma olaylarını görmüyoruz. Örneğin spor müsabakalarından sonra takım otobüsünün taraftarlar tarafından taşlanması olayları ise çokça karşımıza çıkmaktadır. Hatta Yıldız Tilbe vasiyetini açıklayarak, “Cenazeme gelirken demir para büyüklüğünde taşlar koyun cebinize, bir politikacı gelirse taşlayın, gitmezlerse ben kalkarım Allah’ın izniyle” demiştir. Hem eğitim seviyemiz artar ise hem de taş atan kim olursa olsun taş atılmasına karşı çıkar isek o zaman taş atılmasını bir protesto yöntemi olmaktan çıkarırız. Ayrıca yapılan doğru olmayan tepkiye karşılık, halkı sokaklara davet edersen başka bir yanlışı yapmış olursun, “ortamı geriyorlar” der iken asıl ortamı insanları sokağa dökerek gerersin. Doğru olan vatandaşa sokağı değil, sandığı göstermektir. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Vatandaşlar hür iradeleri ile oylarını seçimde kullanacak ve seçim sonucuna da daha önceki seçimlerde olduğu gibi herkes saygı duyacaktır. Türkiye ve Türk milleti için en iyi sonucun olması dileğiyle…    
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2023 - Salı
PROF. DR. İLHAN EGE

EKREM İMAMOĞLU, ERZURUM VE MERSİN

Mersin’de yaz iken Erzurum’da kış idi. Uçak yolcularını indirdikten sonra geri dönecek idi ve hatta hosteslere bu ne soğuk, olmadı sizinle geri döneyim diye de şaka yapmıştım. Ama serin bir hava olmasına rağmen çok güzel sağlam ve sağlıklı bir hava vardı. Ne yazık ki Erzurum, Ekrem İmamoğlu mitinginde taş atma olayı ile ülke gündemine girdi. Bu olayı ve herhangi bir şiddet olayını tasvip etmek mümkün değildir. Keşke bu olaylar gerçekleşmeseydi. Bu olayı şiddetle kınıyoruz, yapanları ve arkasındakileri emniyet teşkilatımız en kısa sürede tespit edip, yargıya teslim edeceğine de eminiz. Türk yargısı da gereken cezaları verecektir. Zaten gözaltılar başlamış olup emniyet ve yargı teşkilatı görevini yapmaktadır.

İlköğretimde okur iken teneffüste okulun duvarında yüzlerce öğrenci sıralanmış, duvara yaslanmış ve duvarın üstünden kafalarını çıkarmıştı. Ben de ne oluyor diye gittim duvara yaslanıp duvarın üstünden bakmaya başladım. Karşıda duvardan biraz uzak olan iki çocuk bağırıyor, küfrediyor ve duvardaki öğrenciler de karşılık veriyor, küfrediyordu. Ben de ne olduğunu anlamaya çalışır iken karşıdaki iki çocuğun yerden taş alıp, bu tarafa atması ile kafamda bir ağrı ve sıcaklık hissettim. O kadar öğrencinin arasında atılan taş beni bulmuş ve kafama isabet etmişti. Taş ile ilk karşılaşmam bu şekilde olmuştu. Sonra kafam sargılı gezdiğimi hala hatırlıyorum.

Gençlik ve hızlı zamanlarımızda seçimlerde konvoylar oluyor ve mahalle çalışmaları oluyordu. Biz de işte vatan ve millet için bir karşılık beklemeden zaman buldukça her yere koşuyoruz. Bir gün konvoy bitti, konvoydan çıktık, otomobilin üstünde parti afişleri vs yapışık ve caddeden ilerliyoruz. Cadde de karşı şeritte başka bir partinin konvoyu geliyor. Tam yanımızdan ters yönden geçer iken bir kamyonetin arkasından bizim araca taş yağmaya başladı. Canımızı zor kurtardık. Başka bir seçim döneminde bir mahalleye akşam kahve toplantısına gitmiştik. Zaten akşam karanlığında araçları park ettik. Araçlara duvarın arkasından taş yağıyor. Polis de var ama karanlıkta kim atıyor göremiyor ve çok fazla da sayıları yok idi. Toplantı iptal edilip o mahalleden ayrılmıştık.  

Daha sonra taş ile üniversite de okur iken tekrar karşılaştım. Çukurova Üniversitesi’nde okur iken Tarsus’tan Adana’ya tren ile giderdim. O zaman otobüsler ve trenlerde sigara içilirdi. Sadece trenin ilk vagonunda sigara içilmezdi ve orada bilet kontrol görevlileri de otururdu. Ben de bu ilk vagona sigara içilmediği için binerdim. O zaman aylık paso çıkarılırdı ve sürekli trene binilirdi. Her gün benim gibi tren ile giden çalışanlar da vardı. Trende benden büyük çalışan birçok arkadaşım da oluyordu. Fakat trende de en büyük tehlike başta Tarsus’ta olmak üzere bazı yerlerde trenin taşlanması idi. Hatta bir kez taş benim tam önümdeki cama gelmiş ve cam kırılmıştı. Bu nedenle cam önünde otururken bazı yerlerden geçer iken korkuyorduk.  Hatta bazen çocuk taşı yerden alıp atar iken ailesi bile yanında oluyordu ve seslenmiyordu. Bir de PKK ile ilgili bazı günlerde bazı mahallelerde taş atılır ve bazen seferler iptal bile olurdu.

Benim yaşadıklarımdan sonra acaba bu taş olayları bitti mi, ona bir bakalım. 18 Şubat 2009 tarihinde saat 21.00’da tren Tarsus garından hareket ediyor. Tren kısa süre sonra Fahrettin Paşa mahallesinden geçer iken Bebek Katili Abdullah Öcalan’ın yakalanışının 10. yıldönümü nedeniyle korsan gösteri yapan bir grup treni taşlayınca, başına taş isabet eden bir yolcu yaralanıyor ve Adana Numune Hastanesi’ne kaldırılıyor.

Adana-Tarsus-Mersin trenlerinde 2006 yılında 510 cam kırılması, 8 yaralanma, 2007 yılında 241 cam kırılma ve 13 yaralanma gerçekleşiyor. Hatta Devlet Demiryolları Adana 6. Bölge 2004-2008 yılları arasında “Trene taş atma, el salla” projesi yürütmüştür. 

Kobani olayları 7-12 Ekim 2014 tarihlerinde olmuştu. 8 Ekim 2014 tarihinde Tarsus’ta 300 kişilik protestocu grup sloganlar eşliğinde polisi taş yağmuruna tutuyorlar, iki polis, İlçe Emniyet Müdürü Haydar Çelik sol bileğinden yaralanıyor. Ayrıca Adana-Mersin trenlerinin taşlanması nedeni ile tren seferleri karşılıklı durduruluyor. O dönem Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Başbakan ise Ahmet Davutoğlu idi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olaylar ile ilgili Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu hükümetini “Bu hükümete ‘Dış politikanı düzelt. Eğer düzeltmezsen Ortadoğu bataklığına sürüklersin’ dedik. Şimdi bir bataktalar ve bataktan çıkmaya çalışıyorlar. AKP ülkeyi kan gölüne çevirmek üzere. Ülkeyi yönetemiyorlar.” diyerek eleştirmiştir.

26 Şubat 2020’de 24 binlik bir yük treni Mersin’den aldığı yük ile Adana’ya seyir eder iken Tarsus hal hemzemin geçidinde taş yağmuruna tutuluyor. Trenin makinisti yaralanıyor. Yaralı olarak treni Tarsus garına getiren makinist, burada sağlık ekiplerince alınıp Tarsus Devlet Hastanesine kaldırılıyor.

Sadece siyasi olaylar ve protestolarda taş atma olaylarını görmüyoruz. Örneğin spor müsabakalarından sonra takım otobüsünün taraftarlar tarafından taşlanması olayları ise çokça karşımıza çıkmaktadır. Hatta Yıldız Tilbe vasiyetini açıklayarak, “Cenazeme gelirken demir para büyüklüğünde taşlar koyun cebinize, bir politikacı gelirse taşlayın, gitmezlerse ben kalkarım Allah’ın izniyle” demiştir.

Hem eğitim seviyemiz artar ise hem de taş atan kim olursa olsun taş atılmasına karşı çıkar isek o zaman taş atılmasını bir protesto yöntemi olmaktan çıkarırız. Ayrıca yapılan doğru olmayan tepkiye karşılık, halkı sokaklara davet edersen başka bir yanlışı yapmış olursun, “ortamı geriyorlar” der iken asıl ortamı insanları sokağa dökerek gerersin. Doğru olan vatandaşa sokağı değil, sandığı göstermektir.

Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Vatandaşlar hür iradeleri ile oylarını seçimde kullanacak ve seçim sonucuna da daha önceki seçimlerde olduğu gibi herkes saygı duyacaktır. Türkiye ve Türk milleti için en iyi sonucun olması dileğiyle…    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersintime.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.