Murat BAĞIŞ
Köşe Yazarı
Murat BAĞIŞ
 

BARIŞ MANÇO

* Barış Manço'nun Müziği/Dünyası/Felsefesi Üzerine Düşülmüş Notlar - 1 79 yıl önce Ocak ayında dünyaya gelen ve “bir gün ölürsem öldüğüm günü değil doğduğum günü hatırlayın” diyen Barış Manço’nun şarkıları, müzik anlayışı ve referansları sıradan bir sanatçıdan oldukça farklıdır. Her şarkısının aynı zamanda bir mesaj, bir uyarı, daha da ötesinde bir öğreti olduğunu düşündüğüm Barış Manço’yu doğduğu gün anısına kısa bir yazı dizisi şeklinde farklı yönleriyle yazmak istedim size bu köşe aracılığıyla. Şunu da söyleyeyim ki Barış Manço’yu dinlemenin ötesinde özel bir Barış uzmanlığım yok. Dolayısıyla vefat yıldönümü olan 1 Şubat tarihine kadar olan yaklaşık üç haftalık sürede haftada bir yazı olmak üzere üç adet olarak yazmayı planladığım Barış Manço yazılarımla ilgili beklentileri yüksek tutmayalım.  Ancak söz konusu Barış Manço olunca keyifle bu yazıları okuyacağımıza inanıyorum.  *** İlk Görüşte Barış MANÇO Yoksul görsen besle kaymak bal ile Garipleri giydir ipek şal ile Öksüz görsen sar kanadın kolunu Kimse göçmez bu dünyadan mal ile … Görüntüsüyle herkesten farklıydı. İlk bakışta belki de öteki biri gibi görünüyordu.  Ama bu sıra dışı görüntüsüne rağmen herkes ona bakınca kendini görüyor, onu dinleyince sanki kendi yüreğinin sesini dinliyordu. Uzun saçıyla, takılarıyla, elbisesiyle farklıydı. Lakin bu ülkenin her köşesinden her kesiminden her insan onda kendinden bir şeyler buluyordu. Şarkılarında sadece duygulara hitap etmiyordu. Eğlendirmeye güzel vakit geçirmeye yönelik değildi parçaları. Her bir cümlesinin içinde bazen açık bazen örtülü inceden bir mesaj mutlaka saklıydı. İlk bakışta ve dinleyişte parçaları diğerlerinden farksız gibi görünse de parçanın detayına inildiğinde ve dikkatle dinlendiğinde muhakkak toplumsal bir yönünün olduğuna ve dahi içerisinde ilahi bir tat ve tasavvufi bir anlayış barındırdığına şahit olabiliyoruz. Müzisyen olmasının yanı sıra söz yazarı, oyuncu, TV programcısı, sunucu, ressam, belgeselciydi o. 15 yaşında ilk kez sahneye çıktığı 1958 yılından bu yana duruşunu ve istikrarını korudu. Yaptığı hiçbir çalışma zamana yenik düşmedi, zamanla anlamsızlaşmadı.   Bestelediği 200'ün üzerinde şarkısı, kendisine sayısız ödül kazandırdı. Barış şarkıları birçok dile çevrildi, bir çok sanatçı tarafından söylendi. 1988 yılından itibaren yetişkin, çocuk, aile kısacası 7 ‘den 77’ye her kesime yönelik ulusal ve uluslararası yaptığı programlarla Türk Televizyonculuğunda şimdiye kadar ulaşılamamış bir başarıya imza attı. Türkiye'de en uzun ve en başarılı televizyon yayıncılığını yaptı. Bu uzun program hayatında da her programı, programlarının her anı ailenin bütün üyeleri tarafından izlenebilecek seviyede ve kalitede idi. O bir sanatçı olmanın ötesindeydi bence. Halk arasında yaygın olarak kullanılan ve kendi programına isim yaptığı tabirle adam olacak çocukların ilk öğretmeniydi. Sadece çocukların değil 7’den 77’ye herkese aslında bir şeyler öğretmekteydi. Şarkılarında sadece duygulara hitap etmiyordu. Eğlendirmeye güzel vakit geçirmeye yönelik değildi parçaları. Her bir cümlesinin içinde bazen açık bazen örtülü inceden bir kazanım mutlaka saklıydı. Barış, yaptıklarında manevi değerlere saygıyı, geleneksel değerlere bağlılığı, vatanımızın güzelliğini ve aidiyeti hatırlattı hep. Bugünü geçmişle buluşturmanın ve yarına taşımanın kaygısını görüyorum ben doğrusu Barış çalışmalarında.  Zira Barış Manço, bir söyleşide “Ben dedelerimden ne miras almışsam onu kendi potamda eritip karşıya aktarıyorum” demiş ve “müziği bir araç olarak kullandığını, müziği de televizyon yapımlarını da inandığı yaşam felsefesini insanlara anlatmakta bir ifade aracı olarak gördüğünü” ifade etmiştir. O işini severek yaptı. İşinin en iyisini yaptı.  O, inandığı değerleri, doğruları muhataplarına kalıcı olarak ve inandırarak aktarmanın bir yolunu buldu. O, doğru olan anahtarı buldu ve kendini tanıyan herkesin gönlünü açmayı bildi.  Haftaya farklı bir Barış Manço yazısında buluşmak üzere.
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2022 - Pazartesi
Murat BAĞIŞ

BARIŞ MANÇO

* Barış Manço'nun Müziği/Dünyası/Felsefesi Üzerine Düşülmüş Notlar - 1

79 yıl önce Ocak ayında dünyaya gelen ve “bir gün ölürsem öldüğüm günü değil doğduğum günü hatırlayın” diyen Barış Manço’nun şarkıları, müzik anlayışı ve referansları sıradan bir sanatçıdan oldukça farklıdır. Her şarkısının aynı zamanda bir mesaj, bir uyarı, daha da ötesinde bir öğreti olduğunu düşündüğüm Barış Manço’yu doğduğu gün anısına kısa bir yazı dizisi şeklinde farklı yönleriyle yazmak istedim size bu köşe aracılığıyla.

Şunu da söyleyeyim ki Barış Manço’yu dinlemenin ötesinde özel bir Barış uzmanlığım yok. Dolayısıyla vefat yıldönümü olan 1 Şubat tarihine kadar olan yaklaşık üç haftalık sürede haftada bir yazı olmak üzere üç adet olarak yazmayı planladığım Barış Manço yazılarımla ilgili beklentileri yüksek tutmayalım. 

Ancak söz konusu Barış Manço olunca keyifle bu yazıları okuyacağımıza inanıyorum. 

***

İlk Görüşte Barış MANÇO

Yoksul görsen besle kaymak bal ile

Garipleri giydir ipek şal ile

Öksüz görsen sar kanadın kolunu

Kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Görüntüsüyle herkesten farklıydı. İlk bakışta belki de öteki biri gibi görünüyordu.  Ama bu sıra dışı görüntüsüne rağmen herkes ona bakınca kendini görüyor, onu dinleyince sanki kendi yüreğinin sesini dinliyordu.

Uzun saçıyla, takılarıyla, elbisesiyle farklıydı. Lakin bu ülkenin her köşesinden her kesiminden her insan onda kendinden bir şeyler buluyordu.

Şarkılarında sadece duygulara hitap etmiyordu. Eğlendirmeye güzel vakit geçirmeye yönelik değildi parçaları. Her bir cümlesinin içinde bazen açık bazen örtülü inceden bir mesaj mutlaka saklıydı.

İlk bakışta ve dinleyişte parçaları diğerlerinden farksız gibi görünse de parçanın detayına inildiğinde ve dikkatle dinlendiğinde muhakkak toplumsal bir yönünün olduğuna ve dahi içerisinde ilahi bir tat ve tasavvufi bir anlayış barındırdığına şahit olabiliyoruz.

Müzisyen olmasının yanı sıra söz yazarı, oyuncu, TV programcısı, sunucu, ressam, belgeselciydi o.

15 yaşında ilk kez sahneye çıktığı 1958 yılından bu yana duruşunu ve istikrarını korudu. Yaptığı hiçbir çalışma zamana yenik düşmedi, zamanla anlamsızlaşmadı.  

Bestelediği 200'ün üzerinde şarkısı, kendisine sayısız ödül kazandırdı. Barış şarkıları birçok dile çevrildi, bir çok sanatçı tarafından söylendi.

1988 yılından itibaren yetişkin, çocuk, aile kısacası 7 ‘den 77’ye her kesime yönelik ulusal ve uluslararası yaptığı programlarla Türk Televizyonculuğunda şimdiye kadar ulaşılamamış bir başarıya imza attı. Türkiye'de en uzun ve en başarılı televizyon yayıncılığını yaptı. Bu uzun program hayatında da her programı, programlarının her anı ailenin bütün üyeleri tarafından izlenebilecek seviyede ve kalitede idi.

O bir sanatçı olmanın ötesindeydi bence.

Halk arasında yaygın olarak kullanılan ve kendi programına isim yaptığı tabirle adam olacak çocukların ilk öğretmeniydi. Sadece çocukların değil 7’den 77’ye herkese aslında bir şeyler öğretmekteydi.

Şarkılarında sadece duygulara hitap etmiyordu. Eğlendirmeye güzel vakit geçirmeye yönelik değildi parçaları. Her bir cümlesinin içinde bazen açık bazen örtülü inceden bir kazanım mutlaka saklıydı.

Barış, yaptıklarında manevi değerlere saygıyı, geleneksel değerlere bağlılığı, vatanımızın güzelliğini ve aidiyeti hatırlattı hep. Bugünü geçmişle buluşturmanın ve yarına taşımanın kaygısını görüyorum ben doğrusu Barış çalışmalarında. 

Zira Barış Manço, bir söyleşide “Ben dedelerimden ne miras almışsam onu kendi potamda eritip karşıya aktarıyorum” demiş ve “müziği bir araç olarak kullandığını, müziği de televizyon yapımlarını da inandığı yaşam felsefesini insanlara anlatmakta bir ifade aracı olarak gördüğünü” ifade etmiştir.

O işini severek yaptı.

İşinin en iyisini yaptı. 

O, inandığı değerleri, doğruları muhataplarına kalıcı olarak ve inandırarak aktarmanın bir yolunu buldu.

O, doğru olan anahtarı buldu ve kendini tanıyan herkesin gönlünü açmayı bildi. 

Haftaya farklı bir Barış Manço yazısında buluşmak üzere.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersintime.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.