Şimdiye kadar duymadığım bir gün, Dünya İnsani Yardım Günü, 19 Ağustos 2025 tarihinde imiş. Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (UNOCHA), 2024 yılında 383 insani yardım çalışanının öldürüldüğünü, 308 yardım çalışanı daha yaralandığını, 125’i kaçırıldı ve 45’i gözaltına alındığını ve bunun bir yıl içinde kayıtlara geçen en yüksek rakam olduğunu bildirdi.
İnsani yardım denilince hemen akla Gazze geliyor. Gazze için Mersin’de mitingler, yürüyüşler, basın açıklamaları, toplantılar gerçekleştirildi. Ben de Mersin’de gerçekleşen birçok Gazze etkinliğinde yer aldım, tepkimi göstermeye çalıştım. Düşününce hiç Gazzeli tanıdığım yok, aslında İsrailli de hiç tanımıyorum. Sadece bir Filistinli öğrencim vardı, o da şimdi Lübnan’da yaşıyor. Gazze de yaşanan insanlık dramına kimsenin duyarsız kalması mümkün değildir.
Gazze’de BM’nin 400 insani yardım merkezi kapatılarak ABD ve İsrail kontrolünde Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) 4 yardım merkezi açtı. Bu merkezler, yapılan yardımların şekli ise tartışılmaktadır. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigott, “46 milyon öğün dağıttık. Yeni 30 milyon dolarlık fon onayladık. Bunlar olumlu haberler, ülkeler bu Vakıfa destek vermeli.” diye açıklama yapar iken İsrail’deki Negev Ben-Gurion Üniversitesinde görevli Prof. Dr. Garb tarafından hazırlanan ve Harvard Üniversitesi tarafından geliştirilen akademik veri paylaşım platformu "Dataverse" üzerinden yayımlanan araştırmada, bu yardım dağıtım merkezlerine bilinçli olarak uygun olmayan yerlere kurulduğu, bunun sonucunda çıkan kargaşanın da İsrail'in Filistinli sivillere yönelik saldırılarını haklı çıkarmak için kullanıldığı kaydedildi. Bu alanların çoğunun İsrail ordusu tarafından “güvenlik tampon bölgesi” ilan edilen yerlerde bulunduğu; yardıma ulaşmak isteyen sivillerin ise İsrail’in giriş yasağı koyduğu bölgelere girmek zorunda kaldığı belirtildi. Bu durumun, yardımlara erişimi fiilen imkansız hale getirdiği vurgulandı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ise GHF noktalarından erzak temin etmeye çalışırken İsrail ordusunun en az 410 Filistinliyi öldürdüğünü duyurdu. Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada ise bu dağıtım merkezlerine düzenlenen saldırılarda 549 Filistinli hayatını kaybetti, 4 bin 66 kişi ise yaralandı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, GHF ile Kudüs’te görüştüklerini ve yardım dağıtımlarıyla ilgili endişelerini dile getirdiklerini söyleyerek “Gazze'deki birkaç gazetecinin bunu kendi gözleriyle görebildiğini düşünüyorum. İnsanların yiyecek almaya çalışırken öldürülmemesini söylemem gerektiği gerçeğinin yeterince çılgınca olduğunu biliyorsunuz.” dedi. Askeri bölgelerde yardım dağıtmanın farklı yolları olduğunu dile getiren Dujarric, “İstediğimiz şey, bunun kabul görmüş uluslararası ilkeler uyarınca yapılması, yardım alanlar ve dağıtanlar için güvenli olması.” ifadelerini kullandı (Anadolu Ajansı).
25-31 Temmuz 2025 tarihli Oksijen gazetesinden bu yardım merkezleri ile ilgili yaşanan drama şu ifadelerle yer verilmiştir: “Örneğin Gazze şehrine Gazze Vadisi yardım merkezi 5 km uzaklıktadır. Fakat sıranın Nuseyrat kampında kurulması zorunludur. Filistinliler, bu nedenle Gazze Vadisi yardım merkezinin yanından geçip 3 km daha yürüyüp Gazze’ye 8 km uzaklıktaki Nuseyrat kampına yürüyerek, sıraya girmektedir. Sıradakiler önce kontrol noktasından geçip sonra yardım noktasına ulaşmaktadırlar. Çevresi demir tellerle çevrili bir yardım merkezinde sıraya girmiş binlerce Filistinli. Birkaç kilometrelik bir insan kalabalığı. Kapıların açılmasıyla bu dev kalabalık içeri koşmaya başlıyor. Amerikalı paralı askerler düzeni korumakla görevlendirilmiş. Ancak günlerdir boğazından bir lokma yemek geçmemiş Filistinliler, acele etmezlerse bugün de aç kalacaklarının farkındalar. Dolayısıyla birbirleriyle de yarış içindeler. Zaten yardım merkezleri 8-11 dakika gibi kısa süre açık kalmaktadır. Bu yardım merkezlerinin saat kaçta açılacağı da bilinmiyor ve çok kısa süre önce duyuruluyor. Hatta bazı Filistinlilerin oturdukları yerlerin uzaklığından dolayı açıklamadan sonra kısa sürede bu merkezlere ulaşmaları mümkün olmuyor. Bu nedenle Filistinlilerin gece yarısı yardım merkezlerinin yakınına gidip bekledikleri de belirtilmektedir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünya İnsani Yardım Günü’nde, karşımızda duran acı gerçek, 300 milyondan fazla insanın en temel insani ihtiyaçlarından yoksun olmasıdır. Bu tablo, insanlığın vicdanını sarsan, tüm dünyayı sorumluluğa çağıran bir hakikattir. İnsani yardım siyaset üstüdür, bir vicdan meselesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi Gazze’de insanlar gıda, ilaç, giyim, barınma gibi zaruri ihtiyaçlara ulaşamamaktadırlar. Bu dramın bir an önce bitmesi gerekiyor. Artık Avrupa ülkeleri de tepki göstermektedir. Önce insan olmamızı, Gazze’ye barış gelmesi temennisiyle içimiz kan ağlayarak bugüne ihtiyacın olmadığı günler dilerim.