Gazze’nin Çocukları

Eğer bir çocuğun gözlerine bakarsanız... ...bu çocukların gözlerine Dünyadaki en güzel kelimelerin birleşiminden çok daha fazlasını okuyacaksınız. Gözlerindeki ışık, gelecekteki bir ışık türüdür. O gözlerde, oyunların tüm neşesi, hayallerin tonu ve masalların cazibesi var. Ama Gazze’deki çocukların gözlerine baktığınızda, o ışık karanlıkla yer değiştiriyor ve neşe derin bir sessizlikle boğuluyor. Gözleri, küçük bedenlerinin taşıyamayacağı kadar büyük acıları yansıtan aynalara döndü. Her gün bir öğretmen olarak, gülüşen çocukların olduğu odalara giriyorum. Tahtaya doldurduğum her kelime geleceğin bir sandığıdır. Gözlerindeki umudu görmek bana güç veriyor. Ama yine de, eğer Gazze’de bir öğretmen olsaydım... o öğrencilerin defterleri olmazdı — kalemleri kırılmış ve sınıflarının kalıntıları moloz yığınlarının altında gömülü olurdu.

Yarı Yazılmış Bir Hikayenin Çocukları

Gazze’deki çocuklar bana yarı yazılmış hikayeler gibi geliyor. Her biri başlanmış ama asla bitmemiş... Umut, oyunlar ve sevgiyle başlayan hikayeler sessizce savaşın gölgesinde bırakılıyor. O çocukların her biri sessiz bir şarkı, tamamlanmamış bir çizgi film, yırtılmış bir fotoğraf... Teneffüs zili çaldığında, öğrencilerim yüzme platformuna oynamak için dışarı koşar, bağırır ve gülüyorlar. Ama Gazze’deki çocuklar? Onların teneffüs zili sık sık gökyüzünden düşen bombaların sesiyle kesiliyor. Oyun alanları parçalanmış duvarların arasında sıkışık. Çocuğunuzun hayali büyük, renkli balonlar veya bir bisiklet ya da çizgi film izlemek ve burada Gazze’deki çocuklarımızın rüyası "yarın hayatta kalmak".

Küçük Yusuf’un Defteri

Bir süre önce, haberlerde küçük Yusuf’u okudum. Yusuf 9 yaşında. Bir gün, enkazın altından sürüklendiğinde, göğsüne sıkı sıkı tuttuğu bir defter vardı. Sayfaları kararmış ve kenarları dağılmış bir defter... O defterdeki harfler karışık olsa bile, Yusuf’un dünyasında yazma kesinliği ve öğrenme arzusu vardı. O defter, aslında Gazze’deki tüm çocukların tamamlanmamış eğitim hakkının simgesiydi. Bir öğretmen olarak düşündüm: Öğrencilerim Yusuf gibi bir defter kaybetmenin ne demek olduğunu bilmezlerdi. Çünkü onlar için defterler, kalemler... kitaplar sıradan günlük ihtiyaçlar iken... Gazze’deki bir çocuk için defter, geleceğe açılan tek kapıdır.

Ayşe’nin Şarkısı Gazze’de

Başka bir küçük kız, Ayşe... 7 yaşında. Nihai arzusu şarkıcı olmaktır. Annesine şöyle derdi: “Büyüdüğümde, sahnede şarkı söyleyeceğim.” Ama bir gün, patlamalar şarkısını susturdu. Ama çocukların şarkıları dünyanın en masum müziğidir. Ayşe’nin melodisi tamamlanamadı. Bu yalnızca Ayşe için bir kayıp değil bizim için de bir kayıptır. Her sessiz çocuk sesi, aslında insanlığın boğulan vicdanıdır.

Vicdan Testi Bir öğretmen olarak, bu soruyu hep kendime sorarım: "Öğrencilerimle Gazze’deki çocuklar arasındaki fark nedir?" Bir çocuğun güvenli bir sınıfta eğitim görme şansı varken, diğeri neden kırık taşların üzerine ayak basar? Bu coğrafya, politika ya da sadece sessizliğimiz mi? Gazze’deki çocuklar sadece oyuncaklarını değil, çocukluklarını da kaybediyorlar. Çocukluğa zaman içinde geri dönüş yoktur. O alındığında, hiçbir güç onu geri getiremez. Ve bu kayıp, gerçekten, tüm insanlığın alnına bir mühür gibi işlenmiştir.

Sınıfımız, Onların Sınıfı Kendi sınıfımda, tahtaya yazdığım kelimeler bana ağır geliyor. Neden, diye merak ederim, tam da bu anda Gazze’de başka bir öğretmen öğrencilerine nasıl okuma ya da yazma öğretemez? Onların sınıfları yok, defterleri yok ya da bazen öğrencileri bile yok... Bir bombanın her sesi, aslında bir ders zilini susturuyor. Ve her öğrencilerime baktığımda minnet ve utanç duyuyorum. Kısmen, hala benim öğrencilerim kadar şanslı olmayan çocuklar olduğunu bildiğim için.

Umudun Olmasına İzin Ver! Ama bir şeye inanıyorum: Çocukların masumiyeti, en karanlık savaşlardan bile daha kalıcıdır. Gün gelecek, Gazze’deki çocuklar okullarına gidebilecek ve tekrar şarkılar söyleyebilecek, oyunlar oynayabilecekler. Gün gelecek, Yusuf, defterini kaybetmekten korkmayacak ve Ayşe’nin şarkısı sona ermeyecek. Çünkü, sonuçta, çocuklar daha iyisini hak ediyor. İnsanlığımızın en büyük eylemleri, çocuklarımıza barış içinde büyüyebileceği bir dünya vermek olacaktır.